time

İngilizce "time" kelimesinin Türkçe anlamları ve kullanımları

Anlamlar ve Çeviriler

#KategoriİngilizceTürkçe
1Common Usage
time(noun)
kez
2Common Usage
time(noun)
kere
3Common Usage
time(noun)
müddet
4Common Usage
time(noun)
vakit
5Common Usage
time(noun)
defa
6Common Usage
time(noun)
zaman
7Common Usage
time(noun)
süre
8General
time(verb)
uydurmak
9General
time(verb)
belirli bir zamana göre ayarlamak
10General
time(verb)
kurmak
11General
time(verb)
zamanlama yapmak
12General
time(verb)
ayarlamak
13General
time(verb)
belirli bir zamana göre planlamak
14General
time(verb)
hızını ölçmek
15General
time(verb)
belirli bir zamana rastlatmak
16General
time(verb)
belirli bir zamana denk getirmek
17General
time(verb)
zamanlamak
18General
time(verb)
süre tutmak
19General
time(verb)
tempo tutmak
20General
time(verb)
saat tutmak
21General
time(verb)
temposunu belirlemek
22General
time(verb)
-in zamanını ölçmek
23General
time(verb)
süresini ölçmek
24General
time(verb)
saymak
25General
time(verb)
eylemin istenen şekilde gerçekleşmesi için (mekanik parçayı) kurmak
26General
time(verb)
zamanını ayarlamak
27General
time(verb)
zamanını seçmek
28General
time(noun)
devir
29General
time(noun)
misil
30General
time(noun)
devran
31General
time(noun)
nihayet
32General
time(noun)
kat
33General
time(noun)
dem
34General
time(noun)
dakika
35General
time(noun)
tempo
36General
time(noun)
usul
37General
time(noun)
posta
38General
time(noun)
ahit
39General
time(noun)
gün
40General
time(noun)
sefer
41General
time(noun)
mühlet
42General
time(noun)
uygun zaman
43General
time(noun)
aralık
44General
time(noun)
devre
45General
time(noun)
asır
46General
time(noun)
zaman
47General
time(noun)
vade
48General
time(noun)
süre
49General
time(noun)
çağ
50General
time(noun)
an
51General
time(noun)
yol
52General
time(noun)
çarpı
53General
time(noun)
ömür
54General
time(noun)
fırsat
55General
time(noun)
doğum zamanı
56General
time(noun)
ölüm zamanı
57General
time(noun)
ecel
58General
time(noun)
sıra
59General
time(noun)
boş vakit
60General
time(noun)
dinlence
61General
time(noun)
serbestlik
62General
time(noun)
varış zamanı
63General
time(noun)
mevcut koşullar
64General
time(noun)
döneme özgü durum
65General
time(noun)
çıraklık dönemi
66General
time(noun)
hapis cezası
67General
time(noun)
sezon
68General
time(noun)
unutulmayan deneyim
69General
time(adjective)
vakitli
70General
time(adjective)
zamana ilgili
71General
time(adjective)
zamana ait
72General
time(adjective)
zaman gösteren
73General
time(adjective)
zamanı kaydeden
74General
time(adjective)
belirli bir zamana ayarlı
75Slang
time(noun)
cinsel açıdan yakınlaşma süreci
76Slang
time(noun)
tavlama becerisi
77Slang
time(noun)
cümbüş
78Slang
time(noun)
içki alemi
79Trade/Economic
time(noun)
birim zaman cinsinden sabit ücret oranı
80Trade/Economic
time(noun)
saatlik ödenen tutar
81Trade/Economic
time(adjective)
gelecekte belirli bir vakitte ödenebilen
82Trade/Economic
time(adjective)
şartların uzatılabileceği (anlaşma)
83Trade/Economic
time(adjective)
taksitle ödenecek olan
84Trade/Economic
time(adjective)
taksitli
85Law
time(noun)
mehil
86Law
time(noun)
önel
87Technical
time(verb)
senkronize etmek
88Technical
time(noun)
dönem
89Technical
time(noun)
müddet
90Technical
time(noun)
saat
91Technical
time(noun)
süre
92Technical
time(noun)
vakit
93Technical
time(noun)
zaman
94Television
time(noun)
günlük yayın süresi
95Textile
time(noun)
moda
96Literature
time(noun)
şiirde ölçü birimi
97Literature
time(noun)
zamanı sembolize eden kel, sakallı ve kum saati tutan yaşlı adam figürü
98Linguistics
time(noun)
zaman
99Philosophy
time(noun)
(platon felsefesinde) olaylardan ayrı var olan mutlak gerçeklik
100Philosophy
time(noun)
(aristo felsefesinde) hareketin ölçülebilir yönü
101Philosophy
time(noun)
(kant felsefesinde) sezgilerin zihinden bağımsız olmayan öncül formu
102Geography
time(noun)
saat dilimi hesaplama sistemi
103Geology
time(noun)
jeolojik dönem
104Places
time(noun)
illinois eyaletinde yerleşim yeri
105Military
time(noun)
sıra
106Military
time(noun)
nöbet
107Military
time(noun)
askerlik süresi
108Sport
time(noun)
oyun veya yarışma sırasında oyunun resmi olarak durdurulması
109Sport
time(noun)
zaman
110Music
time(noun)
ölçü
111Music
time(noun)
ritim
112Music
time(noun)
tempus
113Photography
time(noun)
fotoğraf makinesinde pozlama yapan deklanşör ayarı

💡 Kullanım İpucu

"time" kelimesi 113 farklı anlamda kullanılabilir. Cümle içindeki bağlama göre doğru anlamı seçmek önemlidir.

🔍 Benzer Kelimeler

"time" kelimesi ile ilgili diğer kelimeleri de keşfedebilirsin.

Kelime Aramaya Git